İstanbul İletişim Zirvesi‘ndeki bir başka konuşmacı da Ali Gülkanat idi. Sıra dışı bir eğitim verdi bence. Yaşamımızdaki küçük sandığımız ama gayet büyük yer kaplayan sorunlara değindi. Nasıl çözmemiz gerektiği için birkaç egzersiz ve tavsiyelerde bulundu. Elimden geldiğince notlar almaya çalıştım.
Yaşamak sanattır, sanatçı sizsiniz ve hayatı kolaylaştırmak için size en çok lazım olacak enstrüman “aklınız“dır.
Günde iki dakika nefesi diyaframdan alırsak vücudumuza inanılmaz bir katkı sağlamış oluruz. 2 dakika vermek zor filan gelmesin. Kendi vücudunuz için bile 2 dakika veremiyorsanız… Bu iki dakikalık egzersizleri yapmayı alışkanlık haline getirirken gün gelecek normal nefesiniz de diyafram nefesine dönecek. Bu diyafram nefesi de sizin gün içindeki veriminizi arttıracak.
Seçmekle karar vermek aynı şeyler midir? Zengin olacağım, daha güzel olacağım, daha yakışıklı olacağım bir seçimdir.Peki kararı seçimden ayıran nedir? Hiç spor salonuna yazılıp da gitmediğiniz oldu mu? Ya da bir seminere para verip de gitmediğiniz veya yabancı dil kursunuz da olabilir bu. Her hangi bir şeye niyetlenip, isteyip de vazgeçtiğiniz şeyler oldu mu?
O zaman seçim karardan farklı bir şeydir. Kararı ayıran şey ne peki? Harekete geçmektir. Harekete geçen kişiye karar vermiş diyebiliriz. Başka neler yapılabilir? Plan yapmak, hedef koymak, hayal kurmak..
Bir hayalin hayal olması için ne gereklidir?
Niyetlendiği şeye daha fazla yaklaşanın hayali daha gerçektir.
2013 yılı içerisinde sizi üzen neler var? Bu üzen bütün şeyleri bir çöp poşetine koyduğunu hayal et, evinden dışarı çık ve çöp arabasının çöp konteynırına at. Ardından çöp arabasının oradan uzaklaştığını hayal et.
İki dairem var benim. Birini kiraya veriyorum parasını alıyorum. Normalde parasını vermeyen bir kiracı olsa canım sıkılır belki de sinirlenirim değil mi? Peki beyninizdeki kiracılara ne demeli? Hem bu kiracılar ücretsiz kalıyor! Bu kiracılar kimler biliyor musunuz? Küslüklerimiz, sinirli patronumuz, darıldığımız arkadaşlarımız….
*Bir anektod anlattı. İşte o anektod:İki rahip atları ile sığ bir dereden karşıdan karşıya geçmeye henüz başlamışlar ki, derenin kenarında bir hanımefendi görmüşler. Etekleri nedeniyle karşıdan karşıya geçemeyen bu hanımefendiye rahiplerden biri yardım etmiş. Ancak rahipler kadınlara temas konusunda çok katı yeminler de etmiştir. İçlerinden biri atından inmiş, hanımefendiyi kucaklamış ve derenin karşısına kadar onu kucağında taşımış. Hanımefendi rahibe teşekkür etmiş. Rahip derenin karşısına geçip tekrar atına binmiş ve arkadaşı ile dereyi geçip yollarına devam etmişler.
Derken akşam olmuş ve rahipler kamp kurmaya karar vermişler. Uygun bir alan bulmuşlar ve ateş yakmışlar. Ateş başında otururken konuşmaya başlamışlar.
Sen ne biçim rahipsin öyle, demiş biri diğerine. Neden ki, diye karşılık vermiş. Biz rahibiz, sen kadını kucağına aldın ve dereden karşıya geçirdin. Nasıl yaparsın bunu?
Sevgili rahip kardeşim, ben o hanımefendiyi derenin karşısına kadar taşıdım ve karşı kıyıda onu bıraktım. Fakat görüyorum ki sen hala onu taşıyorsun…
Öteki rahibin hala aklında ücretsiz kiracıları var. Kimilerinin kafasında hala ücretsiz kiracılar var. Buraya bu seminere gelmiş olmanıza rağmen sizin dahi kafanızda bir takım kiracılar var.
Arada bir kendimize hayatımda kötü giden şeyler ne? diyebiliyor muyuz? Kötü giden şeyleri konuşabiliyorsak kendimize olumlamalar da yapabileceğimizi bilmeniz gereklidir.*Olumlamalar hakkında bir ara yazı yazacağım inşallah.
Olumlamaların bir üst seviyesi de imajinasyon. *Burayla ilgili tam not almamışım ancak asıl olay şuydu diye hatırlıyorum: Hedefinize ulaştığınızda ulaşacağınız ruh halini düşünün. Bunun için Ali Gülkanat da değindi bu kısma, öncelikle bir hedefiniz olmalı. Hedefinize ulaşmanın verdiğini görselleştirdiğinizde sanki yapmış gibi o anı yaşadığınızda bunun hevesi ve motivasyonu sayesinde işlerimizde daha verimli olabiliriz.
Alıntı
Süha METE
herzamanileri.com/istanbul-iletisim-zirvesi-3-ali-gulkanat.html
Eğitim hayattır!
One Comment
Leave A Comment
You must be logged in to post a comment.
Her nerede olursan ol, o her zaman için başlangıç noktasıdır. Hayat bu yüzden böylesine güzel, böylesine genç, böylesine tazedir. Osho