Çekim Yasası ile İstemek ve İzin Vermek • Çekim Yasası23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 2018
Çekim Yasası ile İstemek ve İzin Vermek • Çekim YasasıYaşam Koçluğu Nedir? Kişisel Gelişim Eğitimleri
Çekim Yasası ile İstemek ve İzin Vermek • Çekim Yasası

Çekim Yasası Nedir?

Çekim yasası, düşüncelerimizin ve duygularımızın hayatımızı nasıl şekillendirdiğine dair bir teoridir. Bu yasa, pozitif düşüncelerin pozitif sonuçlar, negatif düşüncelerin ise negatif sonuçlar doğuracağına inanır. Çekim yasası, kişinin düşünce yapısının ve içsel hislerinin dış dünyadaki deneyimlerini etkilediğini savunur. Temel olarak, evrendeki her şeyin enerji olduğu ve bu enerjinin frekansı ne olursa olsun, benzer frekansları kendine çektiği fikrine dayanır.

Çekim yasasının kökenleri, antik felsefelerden modern kişisel gelişim hareketlerine kadar uzanmaktadır. Tarih boyunca birçok düşünür ve filozof, bu yasanın prensiplerine benzer fikirler öne sürmüştür. Örneğin, antik Yunan felsefesinde, Platon ve Aristoteles gibi düşünürler, düşüncelerin ve niyetlerin maddi dünyayı nasıl etkilediğini araştırmışlardır. Daha yakın tarihlerde, 19. yüzyılın sonlarında, metafizik ve Yeni Düşünce hareketleri, çekim yasasını popülerleştirmiş ve bu konudaki farkındalığı artırmıştır.

Çekim yasasının nasıl çalıştığını anlamak için, öncelikle düşüncelerin ve hislerin enerjisel doğasını kabul etmek gereklidir. Bu yasa, kişinin bilinçli veya bilinçsiz olarak yaydığı enerjinin, benzer enerjileri kendine çektiğini öne sürer. Örneğin, sürekli olarak bolluk ve refah üzerine düşünen bir kişi, bu enerjiyi evrene yayar ve sonuç olarak, bu tür deneyimleri hayatına çekme olasılığı artar. Aynı şekilde, olumsuz düşünceler ve duygular da benzer olumsuz deneyimleri çeker.

Çekim yasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için, düşüncelerin ve duyguların bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi önemlidir. Meditasyon, pozitif düşünce teknikleri ve hedef belirleme gibi yöntemler, kişinin enerjisini daha olumlu bir şekilde yönlendirmesine yardımcı olabilir. Bu süreçte sabır ve kararlılık da kritik öneme sahiptir, çünkü enerjinin dönüşümü zaman alabilir ve hemen sonuçlar beklemek yanıltıcı olabilir.

İstemek ve Niyet Belirlemek

Çekim yasasının ilk adımı olan istemek ve niyet belirlemek, yaşamınızda arzuladığınız değişikliklerin başlangıç noktasıdır. Net ve belirgin istekler oluşturmak, istediğiniz sonuçlara ulaşmanızı kolaylaştırır. Peki, bu süreci nasıl yönetmeli ve niyetlerinizi nasıl belirlemelisiniz?

Öncelikle, ne istediğinizi tam olarak anlamalısınız. İsteklerinizi oluştururken, spesifik ve ölçülebilir hedefler belirlemek önemlidir. Örneğin, “Daha fazla para kazanmak istiyorum” yerine “Aylık gelirimi 5.000 TL artırmak istiyorum” gibi net hedefler koymalısınız. Bu, evrenden beklediğiniz şeyin tam olarak ne olduğunu anlamanıza ve odaklanmanıza yardımcı olacaktır.

Niyetlerin gücü, çekim yasasının merkezinde yer alır. Niyet belirlemek, zihinsel ve duygusal enerjinizi belirli bir amaca yönlendirmek anlamına gelir. Bu süreçte olumlu düşünceler ve duygular, niyetlerinizin gerçekleşme olasılığını artırır. Olumsuz düşünceler ve şüpheler ise çekim yasasının etkisini zayıflatabilir. Bu nedenle, niyetlerinizi belirlerken kendinize güvenmeli ve olumlu bir zihniyet geliştirmelisiniz.

İsteklerinizi evrene iletmek için çeşitli yöntemler kullanabilirsiniz. Olumlamalar, görselleştirme ve meditasyon gibi teknikler, niyetlerinizi güçlendirir ve evrene gönderdiğiniz mesajları netleştirir. Örneğin, sabahları ve akşamları düzenli olarak olumlamalar yapmak, hedeflerinizi ve niyetlerinizi sürekli olarak hatırlamanızı sağlar. Görselleştirme teknikleri ise, isteklerinizi zihninizde canlandırarak gerçekleşmelerini hızlandırır.

Son olarak, niyetlerinizi yazmak da etkili bir yöntemdir. İsteklerinizi yazılı olarak ifade etmek, onları somut bir forma dönüştürür ve odaklanmanızı kolaylaştırır. Her gün niyetlerinizi gözden geçirmek ve onları tekrarlamak, çekim yasasının gücünü artırır ve isteklerinizi gerçekleştirmenize yardımcı olur.

Olumlu Düşünmenin Gücü

Olumlu düşünmenin çekim yasası üzerindeki etkisi, bu yasayı etkili bir şekilde kullanabilmek için kritik bir faktördür. Olumlu düşünce, kişinin enerjisini ve frekansını yükselterek, daha olumlu deneyimleri ve fırsatları kendine çekmesine yardımcı olur. Olumlu düşünce teknikleri arasında, olumlama cümleleri kullanmak, şükran duyma pratiği yapmak ve vizyon panoları oluşturmak gibi yöntemler yer alır. Bu teknikler, kişinin zihinsel ve duygusal durumunu olumlu yönde değiştirir ve isteklerinin gerçekleşmesi için gerekli alanı yaratır.

Günlük rutininize olumlu düşünceleri eklemek, uzun vadede büyük değişikliklere yol açabilir. Sabahları güne pozitif bir düşünce veya olumlama ile başlamak, gün boyunca karşılaşılan zorluklara daha dirençli olmanızı sağlar. Aynı şekilde, gece yatmadan önce olumlu düşüncelerle günü tamamlamak, bilinçaltınızın olumlu yönde programlanmasına yardımcı olur. Şükran duyma pratiği ise, sahip olduklarınız için minnettarlık duygusunu artırarak, daha fazla bolluk ve mutluluk çekmenize yardımcı olur.

Olumsuz düşünceleri dönüştürmek, olumlu düşünce pratiğinin bir diğer önemli parçasıdır. Olumsuz düşünce kalıplarını fark etmek ve bunları olumlu alternatiflerle değiştirmek, zihinsel sağlığınızı iyileştirir ve çekim yasasının gücünü artırır. Örneğin, “Başaramayacağım” gibi bir düşünceyi “Başarılı olmak için elimden geleni yapacağım” şeklinde değiştirmek, daha yapıcı ve destekleyici bir zihinsel ortam yaratır.

Olumlu düşünmenin fiziksel ve duygusal sağlık üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir. Araştırmalar, olumlu düşünceye sahip bireylerin daha düşük stres seviyelerine, daha iyi bağışıklık fonksiyonuna ve genel olarak daha yüksek bir yaşam kalitesine sahip olduğunu göstermektedir. Olumlu düşünme, sadece çekim yasasını etkinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda genel sağlık ve mutluluğu da artırır.

İzin Vermek: Teslimiyet ve Kabullenme

Çekim yasası, kişinin arzuladığı şeyleri hayatına çekebilmesi ilkesine dayanır. Bu sürecin önemli bir parçası ise izin vermek ve teslimiyettir. İzin vermek, arzu edilen hedeflere ulaşmak için gerekli enerjinin serbest bırakılması anlamına gelir. Teslimiyet ve kabullenme, çekim yasasının işleyişinde kritik rol oynar. Bu kavramlar, kişinin hayatında istediği değişiklikleri gerçekleştirebilmesi için zihinsel ve duygusal olarak açık olmasını sağlar.

Teslimiyet, kişinin arzularının evrene bırakılması ve sonuçların kontrol edilmemesi anlamına gelir. Kontrolü bırakmak, kişinin kendini evrensel enerjinin akışına bırakması ve olayların doğal bir şekilde gelişmesine izin vermesidir. Bu süreçte, kişi isteklerini ve arzularını belirler, ancak sonuçların nasıl ve ne zaman gerçekleşeceğini takıntı haline getirmez. Bu yaklaşım, zihinsel ve duygusal rahatlama sağlar ve çekim yasasının etkin bir şekilde işlemesini destekler.

Kabullenme ise, mevcut durumları ve koşulları olduğu gibi kabul etmek anlamına gelir. Bu, kişinin hayatındaki olumlu ve olumsuz durumları değerlendirmeden önce, olduğu gibi kabul etmesini gerektirir. Kabullenme, kişinin kendi iç huzurunu ve dengeliliğini sağlar ve çekim yasasının pozitif enerjisini artırır. Kişi, mevcut durumu kabullenerek, daha iyi bir gelecek için olumlu enerji yayar ve bu da çekim yasasının etkinliğini artırır.

İzin vermenin ve kontrolü bırakmanın psikolojik faydaları da oldukça önemlidir. Bu süreç, kişinin stres ve kaygı seviyelerini azaltır, iç huzur ve mutluluk hissini artırır. Kontrolü bırakmak, kişinin kendine ve evrene olan güvenini pekiştirir. Sonuç olarak, çekim yasasını etkin bir şekilde kullanmak için teslimiyet ve kabullenme kavramlarının benimsenmesi gereklidir. Bu kavramlar, kişinin arzuladığı hedeflere ulaşma sürecinde daha açık ve rahat olmasını sağlar.

Günlük Rutinler ve Uygulamalar

Çekim yasasını hayatınıza entegre etmek, belirli günlük rutinler ve uygulamalarla mümkündür. Bu pratikler, zihinsel ve duygusal enerjinizin isteklerinize odaklanmasını sağlar. Meditasyon, olumlamalar ve vizyon panoları, bu sürecin en etkili yöntemlerindendir.

Meditasyon, zihninizi sakinleştirirken, isteklerinize odaklanmanızı sağlayan güçlü bir araçtır. Her gün belirli bir süre meditasyon yaparak, çekim yasasını aktif hale getirebilirsiniz. Meditasyon sırasında, isteklerinizi net bir şekilde görselleştirerek, onların gerçekleşmesini kolaylaştırabilirsiniz. Bu süreçte, kendinizi olumlu ve huzurlu hissetmeye özen göstermek önemlidir, çünkü olumlu duygular çekim yasasını güçlendirir.

Olumlamalar ise, çekim yasasını destekleyen diğer bir etkili yöntemdir. Günlük olarak tekrarlayacağınız olumlu ifadeler, bilinçaltınıza yerleşir ve isteklerinizi gerçeğe dönüştürmenize yardımcı olur. Örneğin, “Hayatımda bolluk ve bereket var” gibi olumlamalar kullanarak, bolluk enerjisini hayatınıza çekebilirsiniz. Olumlamaları yüksek sesle söylemek veya yazmak, etkinliğini artırabilir.

Vizyon panoları, çekim yasasını görsel olarak destekleyen bir tekniktir. İsteklerinizi temsil eden resimler, kelimeler ve sembollerle bir pano oluşturmak, hedeflerinizi sürekli hatırlamanıza ve onlara odaklanmanıza yardımcı olur. Bu panoyu sıkça görebileceğiniz bir yere yerleştirerek, çekim yasasının etkisini artırabilirsiniz.

Çekim yasasını destekleyen alışkanlıklar arasında şükran duygusunu geliştirmek de vardır. Her gün minnettar olduğunuz şeyleri düşünmek veya yazmak, olumlu enerjiyi artırır ve isteklerinizin gerçekleşmesini kolaylaştırır. Ayrıca, pozitif düşünce yapısını benimsemek, olumsuz düşünceleri ve duyguları fark edip dönüştürmek de çekim yasasını etkin hale getirir.

Günlük yaşamda çekim yasasını kullanmanın bir diğer örneği, olumlu ilişkiler kurmaktır. Etrafınızı pozitif insanlarla çevirerek, onların enerjisinden faydalanabilirsiniz. Bu, çekim yasasının gücünü artırır ve isteklerinizi daha hızlı gerçekleştirmenize yardımcı olur.

Sonuç olarak, çekim yasasını günlük rutinler ve uygulamalarla hayatınıza entegre etmek mümkündür. Meditasyon, olumlamalar, vizyon panoları ve şükran duygusunu geliştirmek gibi pratiklerle, isteklerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz. Bu yöntemlerle, çekim yasasının gücünü artırarak, daha tatmin edici bir yaşam sürdürebilirsiniz.

Çekim Yasasında Sabır ve Zamanlama

Çekim yasası, isteklerinizi evrene gönderdiğinizde, bunların gerçekleşmesi için sabır ve doğru zamanlamanın önemini vurgular. Evrenin zamanlaması, insan algısının ötesinde işlediği için, hedeflerinize ulaşma sürecinde sabırlı olmanız kritik öneme sahiptir. Bu süre zarfında sabırlı olmak sadece zihinsel bir bekleyiş değil, aynı zamanda pozitif bir tutum ve inançla hareket etmek anlamına gelir.

Çekim yasasının çalışmasında zamanlama, evrenin doğal akışı ile uyum sağlamak demektir. İsteklerinizin hemen gerçekleşmemesi, evrenin işleyişine olan güveninizi sarsmamalıdır. Zaman zaman, isteklerinizin gerçekleşmesi için belirli bir süre gerekebilir ve bu süreçte karşılaştığınız engeller aslında sizi hedefinize daha sağlam adımlarla yaklaştırmak için vardır. Bu nedenle, evrenin zamanlamasına güvenmek ve sürece müdahale etmeden akışına bırakmak büyük önem taşır.

Çekim yasasının sonuçlarını görmek için ne kadar süre beklemeniz gerektiği konusunda kesin bir süre belirtmek mümkün değildir. Bu süre, kişisel inançlarınız, enerjik frekansınız ve evrene gönderdiğiniz mesajların netliği ile doğrudan ilişkilidir. Bazı istekler hemen gerçekleşirken, bazıları için daha uzun bir bekleyiş gerekebilir. Burada önemli olan, sabrınızı koruyarak, olumlu düşüncelerle sürece devam etmenizdir.

Sabırlı olmanın ve evrenin zamanlamasına güvenmenin önemi, çekim yasasının temel prensiplerinden biridir. Hedeflerinizi belirledikten sonra, sabırla ve güvenle beklemek, evrenin size en uygun zamanı belirlemesine olanak tanır. Böylece, isteklerinizin gerçekleşmesi sadece bir zaman meselesi haline gelir ve doğru zamanda, doğru şekilde hayatınıza dahil olurlar.

Engeller ve Dirençlerle Başa Çıkma

Çekim yasasını uygularken, bireyler çeşitli engeller ve dirençlerle karşılaşabilirler. Bu engeller genellikle bilinçaltı inançlar, geçmiş deneyimler ve mevcut düşünce kalıplarından kaynaklanır. Çekim yasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için, bu engellerin farkında olmak ve onlarla başa çıkmak gereklidir.

İlk olarak, bilinçaltı inançlar önemli bir rol oynar. Bilinçaltımızda yerleşmiş olan negatif inançlar, çekim yasasının gücünü zayıflatabilir. Örneğin, “Başarılı olmayı hak etmiyorum” gibi bir inanç, istenen sonucu elde etmeyi zorlaştırabilir. Bu tür inançlarla başa çıkmak için, pozitif doğrulamalar ve bilinçaltı yeniden programlama teknikleri kullanılabilir.

Geçmiş deneyimler de direnç oluşturabilir. Daha önce yaşanmış olumsuz deneyimler, gelecekte aynı sonuçların tekrar yaşanacağı korkusunu doğurabilir. Bu tür dirençlerle başa çıkmanın yollarından biri, geçmişi kabul etmek ve bırakmaktır. Meditasyon ve farkındalık pratikleri, geçmiş deneyimlerin üzerindeki etkisini azaltmaya yardımcı olabilir.

Mevcut düşünce kalıpları da önemli bir diğer engeldir. Sürekli olarak negatif düşünce döngülerine kapılmak, çekim yasasının etkisini engelleyebilir. Bu düşünce kalıplarını değiştirmek için, olumlu düşünme pratikleri ve zihinsel disiplin teknikleri kullanılabilir. Günlük olumlu düşünme egzersizleri, zihni olumlu bir yöne kanalize etmek açısından faydalı olabilir.

Çekim yasasında başarısız olma olasılığı da dikkate alınmalıdır. Bazen, tüm çabalara rağmen istenen sonuçlar elde edilemeyebilir. Bu durumda, sabırlı olmak ve sürece güvenmek önemlidir. Başarısızlık durumunda, süreci yeniden değerlendirmek ve gerekli düzeltmeleri yapmak, çekim yasasının etkinliğini artırabilir.

Sonuç olarak, çekim yasasını uygularken karşılaşılan engeller ve dirençler, bilinçaltı inançlar, geçmiş deneyimler ve mevcut düşünce kalıplarından kaynaklanabilir. Bu engelleri aşmanın yolları arasında pozitif doğrulamalar, meditasyon, farkındalık pratikleri ve olumlu düşünme egzersizleri bulunur. Çekim yasasında başarısızlık durumunda ise, sabırlı olmak ve süreci yeniden değerlendirmek gereklidir.

Başarı Hikayeleri ve İlham Verici Örnekler

Çekim yasası, doğru şekilde uygulandığında, hayatın farklı alanlarında büyük değişiklikler yaratabilir. Bu bölümde, çekim yasasını başarılı bir şekilde uygulayan kişilerin hikayelerini ve ilham verici örneklerini paylaşacağız. Bu gerçek yaşam hikayeleri, çekim yasasının gücünü ve etkisini somut bir şekilde gözler önüne serecek.

Örneğin, ünlü yazar ve konuşmacı Jack Canfield, çekim yasasını kullanarak büyük bir başarı elde eden isimlerden biridir. “Tavuk Suyuna Çorba” serisinin yaratıcısı olarak tanınan Canfield, ilk kitabını yayımlama sürecinde karşılaştığı zorlukları çekim yasası ile aşmıştır. Kitabının milyonlarca satacağını ve dünya çapında bir fenomen olacağını hayal ederek, bu vizyonu sürekli olarak zihninde tutmuştur. Sonuç olarak, kitabı sadece bir yıl içinde 8 milyon kopya satmıştır.

Bir diğer ilham verici örnek ise, Oprah Winfrey’dir. Oprah, çekim yasasını bilinçli bir şekilde kullanarak, hayalindeki kariyeri inşa etmiştir. Zorlu bir çocukluk geçirmesine rağmen, hayallerine odaklanarak ve pozitif enerjiyi hayatına çekerek, dünya çapında bir medya ikonu olmayı başarmıştır. Oprah, düşüncelerinin ve inançlarının, yaşamındaki olayları ve başarıları nasıl şekillendirdiğini sıklıkla dile getirmiştir.

Son olarak, Jim Carrey’nin hikayesi de çekim yasasının gücünü gösteren etkileyici bir örnektir. Carrey, kariyerinin başında mali zorluklarla mücadele ederken, kendine 10 milyon dolarlık bir çek yazmış ve gelecekte bu miktarda para kazanacağına inanmıştır. Yıllar sonra, “Dumb and Dumber” filmindeki rolüyle tam olarak bu miktarda bir ücret alarak, hayalini gerçeğe dönüştürmüştür.

Bu başarı hikayelerinden çıkarılacak dersler oldukça açıktır: Hayallerinize odaklanmak, pozitif düşünmek ve inançlarınızı güçlü tutmak, çekim yasasının etkili bir şekilde kullanılmasına yardımcı olabilir. Bu örnekler, çekim yasasının gerçek dünyada nasıl uygulanabileceğini ve hayatınızı nasıl değiştirebileceğini gösteriyor.


ÇEKİM YASASI ile İSTEMEK, İZİN VERMEK.

Çekim yasası nedir ve çekim yasası gerçek mi?

İnsanlar arzu etmedikleri şeyleri düşünürler ve hayatlarına arzu etmedikleri şeylerin daha çoğunu çekerler.

Her zaman hastalıktan söz edenler hasta olurlar, her zaman bolluktan söz edenler bolluk içinde olurlar.

Bizler enerjiyiz. Ve evrendeki her şey enerji.

İlk olarak istediğiniz şeyi düşünmeye başlamalısınız.

İkinci olarak da bu düşündüğünüz şeye güçlü bir inanç beslemeli ve ona izin vermelisiniz.

Artık, bu yeni düşüncelerinize odaklanmalı ve istediğiniz bu evi yeni deneyiminize çekmek için, onu sanki olmuş gibi hissederek hayal etmelisiniz.

Çok fazla heyecanlandığınızda pozitif bir duygu oluşturursunuz ve böylece o yeni evi, hayatınızda o kadar hızlı deneyimlersiniz.

Ali GÜLKANAT

Yaşam Koçluğu Nedir? Kişisel Gelişim Eğitimleri!

Ali Gülkanat
Ali GülkanatTakip Et

Eğitim hayattır!

Çekim Yasası ile İstemek ve İzin Vermek • Çekim Yasası

Ali Gülkanat

Biliyoruz ki; KELEBEK ETKİSİ: ”Ankara’da bir kelebeğin kanat çırpması, Diyarbakır’da da fırtına kopmasına neden olabilir. Farklı bir örnekle bu, bir kelebeğin kanat çırpması, ülkenin yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir.”